20 Aralık 2018 Perşembe

Aile desteği gerçekten çok önemli!

Arkadaşlarımın "senin ağızın iyi laf yapıyor, sen çok komiksin, bu iş tam senlik..." vb gazlamalarından sonra youtube kanalı açmayı bir düşündüm. Aklıma da yatmadı değil, sonuçta 472894 milyon insanın karşısında konuşmuyosun odan sen ve kameran yanii. Neyse abi fikrim falanda var. Konuyu annem ve kız kardeşime açtım. Kız kardeşim her zaman ki her şeye bok atma huyundan vazgeçmeyerek "youtubee eskidendi bi keree artık olmazzz!" dedi. Öf ne biliyon ya dedim birinci saldırısını geri püskürttüm. İkincide de "sen eleştiriye açık değilsiiin, annene falan sövücekler sen milletin ağzına sıçar rezillik çıkarırsınnn" ya tamam bu kısıma tamamen yanlış diyemem ama iki tane tanımadığım etmediğim özürlüyü de takacak değilim. Annem olaya başta inanılmaz sıcakken bunları duyar duymaz geri bastı. Ve sonra kafasında bir ampul yanmışçasına fikir sundu. Hazır mısınız? İlk harika fikri, youtube kanalı açıp insanlara roman okumam. Sanırım kameranın önünde ölmemi istiyo. Youtube kanalında kitap mı okunur allasen ya? Neyse bunu da bir şekilde geri püskürttüm. İkinci müthiş fikir peki?????? Ya allam yok böyle bişeeyyy!!! Sana bizim köy yemeklerini öğretiyim onları yaparken çek dedi. İşte film burda koptu ve ağlamakla kahkaha atmak arasında bi on dakika gidip geldim. Ya el insaf yani insan söylemeden önce bi düşünür bi tartar kafasında. Ben 21 yaşındayım anne neden 45 yaşında yeni gelin tribine giren teyze gibi maharet sergileyeyim? Oldu olacak hafta da birgün de kabul günü yaparız bana aday beylerin annesi gelir beni değerlendirir. Yemin ederim bu fikri duysa hemen okeyler. Kendimi tarhana çorbası yaparken, içli köfteyi doldururken yada soğan keserken ağlamamak için habeş maymununa dönerken hayal ettim... Gülünce de utanılcak bişey mi var diyo. Heyatım tabiki yemek yapmak ayıp değil ama youtube kanalındada köy yemeği yapmak istemem be. Bizimde bi şeklimiz var hiç mi insafın yok. Zalım. Neyse işte bu şekilde bir heyalim daha yerlen yeksan oldu. Bu hayat bana depresyona girmemek harekiri yapmamak için başka şans tanımıyor ki..

8 Aralık 2018 Cumartesi

Peyami Safa'ya göre suçlamak neden kolaydır?

"Suçlamak, anlamaktan daha kolaydır. Çünkü anlarsan, değişmen gerekir."

1 Aralık 2018 Cumartesi

Babasının biricik piremsesi

Canım babamın en sevdiği evladı of course benim. Bayılır bana. Geceleri masallarla uyutur, sabahları öperek uyandırır. Aşkım babam yaaa.
Evet arkadaşlar tabiki böyle bişey yok babam işine gelince beni sever işine gelmeyince evlatlıktan reddetmeye falan çalışır o derece. Eğer iyi bir şey yaptıysam onun biricik kızıyımdır ama iyi bir şey yapmadıysam annemin kızıyımdır, anneme çekmişimdir, ben bu dünyaya onun sınavı olrak gönderilmişimdir. Ne günah işlemişte rabbi beni ona ceza olarak vermiştir. Ve bu sıra böyle uzar gider. Yani o kadar bayılıyo ki bana beni isteyen varsa üstüne ev araba para falan vericekmiş. Bazen yapmasaydınız beni diyorum. Boşluğumuza denk geldin diyo. Arkadaşlar benim bu hayattaki varlığımın özeti tek cümle "boşluğumuza geldin". Ben bu hayattan ne bekleyebilirim ki ne olsun. Diyecek başka sözüm yok.

Doğru insanı beklemek;

"Beyaz atlı prensi bekleme, seyise razı ol. Yoksa ata kalırsın."

31 Ekim 2018 Çarşamba

Hello i am yıkık

Ben artık haklı değil mutlu olmak istiyorum. Allah rızası için artık ya hakkını helal et sen çok iyi bi insansın mesajları atmayın amk. Eee bende biliyorum iyi bi insan olduğumu zaten iyi olmasam ağzıma sıçamazdınız. Allahım olup olmadık zamanlarda biri çıkıyo yırtık dondan fırlayan şey gibi bide üzgün ayakları yapıyo falan ben yer miyim bunu? Hayır. Belki evet. Neyse sizin bana üzüldüğünüz falan yok o boktan vicdanlarınızı rahatlatmaya çalışıyorsunuz da bari şey diyin "ya ben seni hak etmiyorum ama hak edecek çok yakışıklı iyi akıllı kibar bi arkadaşım var tanımak ister misin?" bi kere de zararınız değil yararınız olsun bencil kopekler. Böyle bişey demiceksenizde gidin ötede ölün ya sizle mi uğraşcam. Zaten hayallerim hayal olmuş, zaten güvendiğim dağlara kar yağmış, insanlar sözlüğe yıkık kelimesini yazınca adımı görür olmuş bide sizi mi kendime dert ediyim? Lütfen pıliz yani.

28 Ekim 2018 Pazar

Koredesin!-Güney Kore

Arkadaşlar korede en büyük engeliniz dil olacak. Eğer korece bilmiyorsanız maalesef çevre edinme imkanınız sıfır hele de süreniz kısıtlıysa çünkü çok az insan iyi derecede ingilizce konuşabiliyor (en azından ingilizcenizin iyi olduğunu umuyorum). Diliniz yoksa gitmenizi tavsiye etmiyorum çünkü koredeki insanlar zaten oldukça utangaç ve dil yuüzünden ekstra sizden uzaklaşıyorlar. İngilizce bilmiyorlar ya da çoğunun işine gelmiyor diyeyim ama eğer koreceniz varsa kim tutar sizii? Gerçekten çok eğlenceliler ve şunu unutmayın eğer arfkadaş istiyorsanız sülük gibi yapışmalısınız aksi takdirde kimse sizin peşinize düşmeyecek. Yapışın dediysem erkeklere karşı mesafeli olmanızık öneriyorum çünkü ortada ciddi bir kültür farkı var ilk kez gördüğünüz biri sizi muhabbet sonunda otele davet ediyor ya da içmeye gidelim diyor. Açıkçası biz bu sebeplerden bir çok kız arkadaş edindik ama erkeklerden bir miktar uzak durduk. Hepsi böyle değil tabiki ama siz orada devamlı yaşayan biri değilsiniz yani geçicisiniz doğal olarak sizinle ilgili düşünecekleri her şey geçici olacak bunu unutmayın. Ve kızlar rica ediyorum 1-2 aylık kısa bir macera içerisinde kendinize sevgili bulup ben senin için türkiyeye geleceğim laflarına inanmayın. İki arkadaşımda bu şekilde kandırıldı ve türkiyeye döndükten bir müddet sonra ilişkileri bitti doğal olarak. Eğer sevgilinizin maddi durumu buna müsaitse tabiki gelir gider (ve tabi sizi seviyorsa) buna lafım yok ama aksi pek mümkün değil. Ayrıca hepimiz k-pop ve k-drama seviyoruz ama oraya gidip bir ünlüyle tanışıp sevgili olacağınızı düşünmeyin kızlar o sadece dizilerde olur. Gönül ister ki olsun ama maalesef kuzucuklar. Daha sonraki yazılarımda size ayrıntılı her şeyi anlatacağım ama şunu bilin ki orada yıllar boyu kalmayacaksanız bir sevgilinizin olması pek mümkün değil. Konu ünlülere gelince türkiyede sanki her gün bir ünlüyle tanışıyorsunuz ya orada da kesin tanışırsınız. Kızlar burada bile görmek imkansızken orada nasıl göreceksiniz? Hadi gördünüz aşk yaşayacaksınız bir de? Bırakın hayallerimiz o bulutların içinde saklı kalsın çünkü davul bile dengi dengine..

27 Ekim 2018 Cumartesi

Valiz -Güney Kore

Gitmeden önce milyon tane blog okudum ve hepsi "kiloluysan sakın az kıyafet alma çünkü orada asla bulamazsın çok sıkıntı yaşarsın" diyordu ama asla öyle değil. Aksine giyim çok ama çok ucuz ve her yerden kıyafet bulmak mümkün. Ben inandım siz asla inanmayın doğru değil çünkü. O kadar eşya götürdüğüme çok pişmanım çünkü bana sadece yük oldu. Valizinizde spor ayakkabı olmazsa olmazınız olsun çünkü yürümekten ayaklarınız kopacak kilometrelerce yürüyeceksiniz. Birde sırt çantası çünkü maalesef bi turist olarak kombin yapmak düşüneceğiniz en son şey olmalı. Hangi mevsim gittiğiniz çok önemli biz yazın gittik ve tövbe ettik çünkü kore yazın gitmeyi düşüneceğiniz en son yer olmalı. İnanılmaz sıcak ve nemli. Duş alıp çıktığımda 5 dakika içerisinde upuzun olan saçlarım kuruyordu. Gerisini siz düşünün. İnsanlar genelde kore için bahar aylarının ideal olduğunu söyler. Kışıda asla tavsiye etmiyorlar çünkü yaz ne kadar sıcak geçiyorsa kış ayıda bir o kadar soğuk geçiyor. Günümüzde bizim ülkemizde her şey pahalı olduğu gibi maalesef giyimde pahalı boşu boşuna burada dünya kadar para harcayıp kendinize yük ederek gitmeyin. Zaten burada alışveriş yaptığınız zara, hm, bershka orada da mevcut. Orada uniqlo adında bir mağaza var ve gerçekten bir kurtarıcı. Hem çok ucuz hem de aradığınız her şey var. Hemen hemen her yerde de görebilirsiniz ve bunun yanında bir sürü yerel mağazada var fakat bazen her yerel mağaza kıyafet denetmiyor. En güzel kıyafetlerde burada bence. Yani özetleyecek olursam eğer yaz ayında gidiyorsanız; 1-2 spor ayakkabı. 1 tane terlik ve sandalet seviyorsanız bir tanede sandalet atın. Kıyafet olarak bol bol şort, tişört, askılı bluz, elbise ve etek atın yani yazlık şeyler. Kendim gibi balık etli kızlarımıza tavsiye etek elbise altına sakın boxer unutmayın valla rende olursunuz. Eğer kışın gidiyorsanız; bol bol kot pantolon, kazak, mont, atkı bere eldiven, bot koyun. Orada ucuz bulursunuz dediysem burdan boş valizlede gitmeyin ama buradan giderken kendinize eziyet edecek kadar gerek yok.. Benim valizlerim giderken 35 kilo falandı bagaj hakkımda 30 kiloydu türkiyede sorun etmediler fakat koreden dönerken tamı tamına 50 kiloydu valizim yüzünden kollarım kan topladı günlerce oynatamadım üstüne bide havaalanında kabul edilmedi kilo başı 20-30 dolar gibi bir şey istendi. Büyük valizi verip sırtımdaki çanta ve el bagajım haricinde gizli gizli bi çanta daha soktum. Bunu denemeyin çünkü katakulliler her zaman başarılı olmuyor sırf bunun için elli tane oyun çevirdik. İşin özü turist olduğunuzu, sürekli göçebe yaşayacağınızı, o valizi tek başınıza taşıyacağınızı ve çok yorulacağınızı sakın unutmayın. Az götürün, eğer ihiyacınız olursa oradan temin edersiniz, mahrumiyet bölgesine gitmiyorsunuz.

O kadar gittik anlatmayalım mı? -Güney Kore

Çoğu kişinin k-drama ve k-pop yüzünden deli gibi gitmek istediği bir memleket fakat sırf bu yüzden hayatımızın merkezine koyup tüm planları bunun üzerine yapmak doğru mu? Hiç sanmıyorum.. Ben orta okul çağlarında k-drama izleyerek tanıdım güney koreyi ve her bir yeni dizi izleyişimde kafayı yiyordum. K-pop tan sonradan haberim oldu. K-darama hastasıyım söyleyebileceğiniz tüm dizileri izlediğime iddaya girecek kadar fakat k-pop konusunda belli başlı favorilerim dışında pek ilgili değilim. İşin özü adamlar bu işi yapmayı biliyor ve en önemlisi kendilerini pazarlamayıda biliyorlar. Kore dizilerini ve şarkılarını tanıdığım günden beri herkesin yerli yersiz dalgalarına maruz kaldım. Zaten eminim çoğu sevende kalıyordur. Çekememekten mi artık anlamıyorum ki. Neyse şöyle böyle derken yıllar geçti, orta okuldan üniversite çağına geldim ve 2. sınıfta gitme şansı yakaladım. Ben okulumun exchange programıyla chungnam national üniversitesine gittim o da daejeondaydı. Tabi gitmekte kolay olmadı. Zaten bu yazıda da gidiş öncesinden bahsetmek istedim. Bir kere uçak bileti inanılmaz pahalı çünkü aktarmasız 12 saat uçuyorsunuz eğer aktarma yaparsanızda bu bir günü buluyor (tek aktarmadan bahsediyorum). Aktarmalı uçsanız dahi cüzi bir miktara bilet almanız imkansız maalesef. Çoğu insan 3-4 ay öncesinde almanın yeterli olacağını söylesede bence 6 ay öncesi en iyisi çünkü çok net hatırlamıyorum ama sanırım 1 ay kala gidiş dönüş 4000 lira verdim qatara. Aynı ücretle türk hava yollarında aktarmasız uçuşta vardı ama arkadaşlarımla bu şekilde karar verdik. Doha da bir aktarma yaptık ama çok rahattı hiç sorun olmadı. Kore bugün karar verip yarın gidilecek bir yer asla değil. Bizden vize istemedikleri için çok şanslıyız vize cidden ayrı bir sorun. Pasaport alıp gidebiliyorsunuz ama onunda 3 ay süresi var. Fakat koreyle ilişkilerimiz iyi olduğu için daha fazlası için vize almak istediğinizde çokta sorun yaşayacağınızı zannetmiyorum. Tüm ülkeler vize verirken parana bakıyor. Pasaportunuzu asla sonraya bırakmayın hatta ilk işiniz o olsun. Eğer öğrenciyseniz ve eğitim için gidiyorsanız (dil okulundan bahsetmiyorum) karşı taraf sizden milyon tane belge istiyor. Not ortalaması, tavsiye mektubu, sağlık raporu, oraya neden gitmek istediğinize dair bir maktup, banka hesap dökümü vs vs... Tüm bunlardan sonra gitmeye hazırsınız.

21 Ekim 2018 Pazar

Eski sevgili meslek sorunsalı

Abi sevgili seçerken mesleğe dikkat etmek çok önemli bence. Neden mi? Madden değil akıl sağlığınız için. Sonrasında olacaklar için... Mesela şarkıcı ya da oyuncu bi sevgiliniz var ve ayrılıyosunuz. Televizyonu açıyosun yırtık dondan çıkar gibi dizilerden, filmlerden, reklamlardan fırtlıyo. Elin karısını kızını kemiriyo. Ay cinayet sebebi be! Şarkıcı da olsa her yerde sesi. bi süre sonra şizofren olursunuz zaten. Ne biliyim ne olsun mesela ay nere uzaksa oraya yakın olsun. Gözüm görmesin kulağımda duymasın. İşim gücüm yok bide bitmiş aşkın ızdırabını mı çekicem ayol.
Ay yalnız sevgiliyi buldum, mesleği kaldı. Oda tamam ayrılığını düşünmek kaldı. Ama birden şey düşündüm. Böyle çok yakışıklı bi kocan var fotoğraflarrı billboardlarda falan insan içten içe gurur duyar "yaa işte benim kocişimmmmm her sabah uyandığımda ben onu görüyorum millette ağzının suyu akarak bakıyo" falan.. 
Neyse ya iyi geceler.

5 Haziran 2018 Salı

Ben tam bir balık beyinliyim galiba!

Balıklara yem verildiğinde yiyip 1 dakika sonra tekrar verildiğinde yine yerlermiş. Bende aynı şekilde bir kez kazık yiyorum ama yediğim kazığı hemencecik unutup ikinciyi de yiyorum. O yüzden ben tam bir balık beyinliyim. Bir insan neden dönüp dolaşıp kazık yediği kişilere geri döner? Ya da neden üzüleceğini bile bile devam eder? Evet insan birine değer verince konduramaz, yapılanı anlamaz falan ama bu kadar da mal olunmaz ki be kardeşim. Şu optimist halimizden bir kurtulabilsek her şey daha güzel olacak ama insan yedisinde neyse yetmişinde odur diye boşuna dememişler. Aklımıza sürekli yapılan kötülükleri değil de iyi anıları getirirsek ordan kopamayız o anılar bağlar bizi oraya. Siz siz olun kardeş, arkadaş, sevgili... Ne olursa olsun sizi defalarca üzmüş ve bir kez olsun bunun farkına varıp sizden özür dahi dilememiş bir kapıya değil tekrar gelmek önünden bile geçmeyin. Evet yapılan iyiliği hatırlayın nankör olmayın ama kötülükleri daha çok hatırlayın ki kalbiniz tekrar tekrar aynı insanlar tarafından kırılmasın.

"Ölenlere üzülme Harry yaşayanlara üzül, en çokta sevgisiz yaşayanlara" demişti Dumbledore

Ahhh Dumbledore o kadar haklısın kii... Çoğu zaman etrafımızdakilere kızarız, arkalarından sallarız şöyle kötü böyle bencil diye yani belki de onların bu kadar kötü olmasının sebebi sevgisizlikleridir. Hiç böyle düşünmemiştiniz dimi? Zaten insanoğlu her zaman kolayına kaçar. Suçlamak en kolayıdır, hiç kimse "neden? nasıl?" diye sormaz. Böyle diyorsunda sen farklı mısın derseniz aslında pekte sayılmam. Yani biri sizi kırdığında ya da üzdüğünde kolay değildir empati kurmak, ona hak vermek, objektif olmak ama bir gün istemeyerekte olsa birinin kalbini kırdığınızda sizde anlaşılmak istersiniz. Bu sefer de sizi kimse anlamaz. Bence eğer bu hayatta bir şeyler başarabiliyorsak, bazı şeylere göz yumarak yola devam edebiliyorsak ve her düştüğümüzde çabucak toparlanabiliyorsak bu derinlerde bi yerde hissettiğimiz sevgi yüzünden. Yani anlayacağınız bu dünya sevgisiz yaşamak için fazla zor. Bu yüzden sevgisiz insanlardan nefret etmek yerine onları anlayın ve sevin belki onlar da sizin sevginizi hissederek başedebilir tüm zorluklarla.

Yıldız Tilbe

"İlla köpek olucam diyorsanız sadakati öğrenin, havlamayı değil."

31 Ocak 2018 Çarşamba

Vefa yalnızca bir semtmiş gerçekten, valla ben daha vefa namına bir şey görmedim..


Bu nasıl hayat arkadaş sanki bana zorla kakalanmış gibi!

Ben hiç böyle hayal etmemiştim bu ne yaa. Hani bazen hastanede bebekler karışıyor ya acaba gelmeden önce bizimde hayatlar mı karıştı nedir? Şu hayallerimin binde biri bile yok, yani şöyle düşünün benim hayal ettiğim hayat bir filmse ben kenarda her şeyden alakasız yürüyen bi figüranım.. Allahım verdiklerinede şükür ama azcıcıkta benim hayallerden serpiştireydik araya müthiş olurdu valla. Ben görüyom yani benim hayalimdeki hayatı yaşayanlar var sesimi de çıkartmıyorum ama belli yani gelmeden önce bi katakulli çevirip kakalamışlar bunu bana nasıl olsa gidiyo sonradan itiraz da edemez demişler. Burdan kader işleri bakanlığına sesleniyorum ayıptır günahtır ara sıra güzellik yapında ayağımız alışsın..

30 Ocak 2018 Salı

Dubai'de 1 kilo verene 1 gram altın!!!!

Türkiye hiç ülkesindeki tombiklere sahip çıkmıyor biz çok kırgınız açıkçası sayın devlet büyüklerim. Yapın böyle bir politika bak ülkede bir tane tombik kalacak mı? Çünkü yemeyeceğiz. Her lokmada aklımıza o altınlar gelecek duracağız, hayır diyeceğiz kendimize.. Yani yanlış anlamayın ben sadece bizi düşünmüyorum maksat ülkedeki nimet kaynaklarımız tükenmesin. Kesin Dubai'de ki zalımlar hemen google'a yazmıştır "Allahım bir günde 30 kilo verme duası amin" diye. Valla biz olsak yazardık. Duayı falan da geçtim bizimkiler altını duysa ölüm diyeti yapar. Yani arkadaşlar bilmiyorum ben yapardım her şey doğacak çoluğun çocuğun geleceği için kendim için değil yanlış anlaşılma olmasın..

Fasulye gibi kendini nimetten sayıp hakkımda car car konuşanlara söylemek istediğim;