23 Ağustos 2020 Pazar

Karantina günlükleri vol2

 Karantinayla ilgili yazıları artık böyle vol 1-2-3 diye numaralandırmaya başladım çünkü bin yıl falan sürdü gibi. Gerçekten çok zor ve korkunç bir şey. Yani virüs kapma ihtimaliniz bir yana, akli dengenizi zaten koruyamıyorsunuz çünkü sürekli evdesiniz. Netflixin köpeği olmuşsunuz, mutfağa tatile gider olmuşsunuz, insan yüzüne hasret kalmışsınız, ormana dönen kaşlarınızın sizin için hiçbir önemi kalmamış çünkü artık siz bile aynaya bakmayı unutmuşsunuz, göt-göbek almış başını gitmiş, evde agresiflikten kudurup kudurup millete sarmışsınız, kredi kartı borçlarınız almış başını gitmiş... Yani daha sayarım ama yazarken bile göğüs kafesimde sıkışmalar olmaya başladı. Ha tabi sözüm hiçbir koşulda kendinden ödün vermeyip vürs hastalık demeyip götünü gezdiren tayfada. Allah sizi bildiği gibi yapsın. Aylardır bitkisel hayat yaşayan ben kaparım onlar gene kapmaz valla eminim. Zaten aşı yok bir şey yok virüs kapmasak akli dengemizi yitircez. Geçen bi dizi izliyorum deniz kenarında akıl hastanesi var böyle yemyeşil bir orman düşünün hastane ormanın içinde denize bakıyor. O bana çekici gelmeye başladı. Kendi kendime "acaba mı?" dedim. Yorum sizlerin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder