28 Aralık 2016 Çarşamba
Alayına İsyan!
Bir doğum günümde daha hiç kimse bana sürpriz yapmadı. Allahınızdan bulun inş. Ulan bende keko gibi saf saf bekliyorum belki bir yüce rabbimin yarattığı kulu bana sürpriz yapmak isterde sefil sevindirir diye ama yok yani insanlık ölmüş. Aman be siz kutlamadınız diye ben yaşımdan geri mi kaldım? Tabiki hayır. Yürüyün gidin bee. Bir de dilek dilerken diyorum ki "Bir dahaki yaşımda hiç üzülmeyeyim" bok üzülmezsin. Mal. Daha akşamına ağladım. Menepozlu teyzeler gibi biri gözünün üstünde kaşın var dese ağlıycam zaten. Ruh hastası mıyım neyim anlamadım ki. Çooook uzak diyarlara göç etmek istiyorum. Ay keşke şimdi karşıma benden nefret eden biri çıksa ve dese ki "bu ülkeyi terk etmek için ne kadar istiyorsun" ay valla kuruş istemem demeyi çok isterdim ama "ateşle sen bir şeyler bu diyarlarda günahımı bırakmam" derim. Gerçi burda ne gördüm ki orada farklı bir şey göreyim. Ay bana böyle isyan etmeyi kim öğretti allasen yaa?! Gecem gündüzüm isyaan. Ben böyle değildim sonradan oldum..
24 Aralık 2016 Cumartesi
Yemek kalp Ben
Bu sabah saygıdeğer pampişlerim doğum günümü erken kutlama vesilesi ile bir araya gelmişti. Tabi bu sürpriz olacaktı fakat olamadı canım kankilerimden bir adeti yumurtladı. Her neyse ay ben bir süslendim sen sanırsın kendi nikahıma gidiyorum. Bazen bana öyle dehşet dengesizlikler geliyor ya bi insan neden kahvaltıya nikahına gider gibi gider Allah aşkına? Ben yinede bindallı falan giyinmediğime şükrettim. Hadi giyinme faslını geçtim. Kahvaltı bir geldi hunharca onu yedim, arkasından meyve tabaklarını yedim, üstüne bide katmer tabaklarını gömdüm. Az kalsın masayıda kemiricektim adamlar ameliyatla aldı elimden. Doğum günü benim millet gitmiş fotoğraf çekiliyor ben kati suretle kalkmıyorum kafayı gömmüşüm masaya. Çekilen iki üç adet fotoğrafım var onlarda silah zoruyla. Sözde diyetteydim. Zaten ne zaman diyetteyim desem diyeti bile yiyorum anasını satayım. Ya ben napcam ya? Ara sıra arkadaşlarla muhabbet ediyoruz spor falan yapıyor musun diye çılgınca sorular geliyor. "Kendine gel hadsiz ne demek spor yapıyor musun" demek istiyorum fakat yok canım kullanmıyorum diyorum. Ay hayattaki tek hobim, mutluluğum yemek yemek onuda kaybedemem. Çekil git şurdan.
Sevdikleri söz konusu olunca dönüşenler derneği;
Dünya üzerindeki insanların mutluluğuna engel olan tüm yolluları katletmek istiyorum. Ahlaksız köpekler, hadsiz pislikler, cibilliyeti bozuklar vb tüm küfürler... Ya yüce yaradanım, güzel rabbim neden bunları yaratıp bize dert çıkarttın? Hayır madem çıkarttın bunları öldürmeyi neden günah ettin? Şimdi ne yapmalıyız? Sussan olmuyor, susmasan olmaz. Çıldıracağııııııım! Neyse dur, sakinim. I am stronger babyy. Ben bunuda çözerim. Hem ben zeki, çevik, ahlaklı bir genç kızım ahlak yoksunu bir kepazeye pabuç bırakacak değilim. Hayır yani kimse benim sevdiklerimi üzüp, kendini değersiz hissettirip, onu zor durumda bırakamaz paralarım ulan adamı siz bilmiyosunuz annişkom benim lakabımı deli müjgan koymuştu. Dışardan ponçik bir panda gibi gözükebilirim ama bu sizi yanıltmasın ayağınızı denk alın sevdiklerime zarar vereni çizerim ;) Heheytt be gözde kırptım şuan çok havalıyım kendimi şey sandım mafya anası pembe panter vardı ya, o işte. Hahaha. Annem hep şey der herkes sevdikleri söz konusu olunca dünyanın en korkunç mafyasından bile daha korkunç olur. Bencede öyle bir kez daha dünyanın en harika annesine katılıyorum. Ay acaba birileride benim için mafya kesiliyor mudur? Yok anacım ben yine döner dolaşır kendimi korurum beni kim koruyacak. Bkz; dünyanın en değersiz hisseden insanlarında bugün. Ay ay konu derin yerlere mi gidiyordu, ciğer kokusu geliyor muydu hafiften, dumanlar saçılacak mıydı etrafaa??? Ammaan Allah korusun. Yazımı minnak bir duayla noktalıyorum; Allah herkese sevdiği kadar sevilmeyi de nasip etsin ama hayırlı kişi tarafından :)
20 Aralık 2016 Salı
Maşallah dediğim üç gün yaşıyor!
Bu nasıl bir şans arkadaş? Neye elimizi atsak kuruyor. Ne zaman "Allahh işte bu sefer kesin mutluluğu yakaladım" desem yakaladığım şey elbetteki dert keder oluyor. Artık arkadaşlarım acıyarak bakıyor. Bugün bi arkadaşımın okul arkadaşlarıyla tanıştım kız gelmiş diyor ki "yaa çokta güzel kızsın hiç yazanın yok mu?" Ayy bebeğim var tabi olmaz olur mu? Allahın ne kadar yaratıp kontrol etmeyi unuttuğu kulu varsa hepsi bana yazıyor. Ulan sen sanırsın sahtekarlar ve dolandırıcılar derneğiyim ne kadar şerepsiz varsa bana üye. Her gece dua ediyorum bi mucize olsun hayatımda diye Allahıma bin şükür duam hiç sekmiyo, katliam gibi günlere uyanıyorum. Bana kesin büyü yaptırdılar. Söyleyin kızmıycam hangi yollu yaptırdı? Şeyden yaptırdınız dimi şu oyuncak bebeklere iğne sokuyolar ya dizilerde falan.Vay namıssızlar ben size nettim? Valla ben bu aralar ciddi ciddi kurşun döktürmeyi falan düşünüyorum gerçi onu yaptırmaya kalksam kadının elinden kayıp tüm kaynar kurşunu beynime yerim bizde böyle bahtsızız işte. Neyse ben bunu da göze aldım. Bugün anneme "ben kendime tektaş alıcam" dedim. Kadın şaşırmadı. Çünkü neden şaşırsın. Dedim öylede olmuyor böyle de olmuyor bari parmağımız dolu gözüksün millet desin "kapmışlar güzel kızı".. Yani komşum beni pazarda görsün arkadaşlar hep evde toz pislik temizlerken görecek değil ya. Küçükken hep büyüyünce olur diye kandırdılar yaşım oldu 19 tık yok. Hayır o değil insanları kandiriysiğiz. Abi milletin 6 senelik ilişkisi var düşün yani. Sen düşün çünkü 6 seneye benim hayal dünyam yetmiyor. Burdan aday adaylarıma sesleniyorum; ayy seslenemiyorum ne diyeceğimi şey edemedim. Bunu aramızda hallederiz.
13 Aralık 2016 Salı
Kısmetimin gözü kör olmuş galiba beni o yüzden bulamıyor...
Kendi kendime dedim ki aşk hayatımda ki bu uğursuzluğu bir an önce çözümlemeliyim ve hemen kendimi d&r'a vurdum. Tabiki kendi kendimi sorgulamadım deli misiniz benim ne hatam kusurum olabilir yani cillop gibi kızım. Neyse abi gittim standları hunharca kurcaladım ve gözüme o kutsal kitap ilişti. "Erkekler neden kötü kız sever" aldım almaz olaydım. Aramazsa arama diyo ay sağol ben bunu nasıl akıl edemedim. Kıskandığını belli etme diyo benim belli etmeme gerek yok ki kıskanınca kafamdan dumanlar çıkıyo millet itfaiyeye haber veriyo nasıl belli etmeyeyim allasen? Bir de diyor ki erkekler hoş kızları her zaman cepte görür yani napmalıyız? En yakın estetik salonuna gidip "shrek gider mi bana" diye mi sorayım insanlar cidden değişik. Ulan ben yazıyım kitabını yemin ederim daha çok işe yarar en azından milleti kandırmayız. Doğal olun sizi seven her halinizi sevsin. Kalkıpta beni kıskanıyor diye bırakan, aramayınca hemen yapışıyor diye bırakan, yok bu kız güzel cepte diye düşünen adamın bana geldiği yolu ........... yani :) Neyse sonuç olarak kitaplarda bir bok bilmiyormuş anacığım. Eee şimdi napcaz? Kaldık mı yine el elde baş başta. Arka fona hemen yok bir sitemiiim hayatta her şey kısmet yerleştiriyorum. Yüce rabbim gör şu gariban kulunu, gör de soğuk kış günlerinde bi elimizi diğeriyle ısıtmayalım kurban olduğum. Mutlu çiftleri gördükçe hasedimden çatlayıp ölücem bi köşede.
10 Aralık 2016 Cumartesi
Herkesin yaşattıklarını yaşaması dileğiyle;
Keşke insanlar hep en başta tanıdığımız halleriyle kalsalar, gerçek yüzlerini zamanla ortaya çıkartmasalar. Keşke ağızlarından çıkan beş sözden dördü yalan olmasa. Bize karşı olan hislerini, düşüncelerini bilebilsek ve bu kadar kırılmasak. Biri tarafından kırılmak dünyanın en boktan şeyi. Gelip dövse yinede kalbin kadar acımaz ama onlar bunu bilmiyorlar. Sahiden onları hiç kimse üzmemiş mi? Yani kalp kırıklığının nasıl bir duygu olduğunu bilen biri o acıyı başkasına yaşatır mı? Taşıdıkları şey kalp mi taş mı merak ediyorum gerçekten. Bazen iyi niyetimin, karşılıksız sevgimin beni bu kadar üzmesini hazmedemiyorum. Zorumuza gidiyor ulan. Başkasının hoşuna giden şeyler nedense bizim hep zorumuza gidiyor. Hayatın terazisi bize hep eksik çalışıyor bir türlü denk gelemedik. Hayatta herkese karşı tek bir isteğim vardır o da herkesin yaşattıklarını yaşaması. Çünkü hiç kimse yaşattıklarını yaşamadan öğrenemez. Bu dünyada herkes melek olacak diye bir kaide yok zaten bunu istemek aptallıktır ama en azından size değer verenlere iğne ucu kadar da olsa değer verdiğinizi hissettirin ki kalbindeki kırıkların en azından birine değsin. Bu kadar acımasız olmayın gün gelir hayatta size acımaz. O zaman anlarsınız ama geri dönüş olmaz.
26 Kasım 2016 Cumartesi
Allahım bir adet tek yön, pls?
Of daha fazla buralarda yaşamak istemiyorum! Resmen tasımı tarağımı toplayıp terketmek istiyorum herkesi ama bir şey eksik sankii... Parammış! Allahım yüce gönüllü babamın verdiği harçlıkları makyaj malzemelerine, ayakkabılara, çantalara yatırmasam ne olurdu sanki. Of amk. Ciddili yurt dışına gitmek istiyorum. Yahu ailedeki herkes gidiyor ben ne zaman gitmek istesem babam öbür sene diyor. Bende diyorum yazık günah adam sıkışık heralde, ne sıkışması anam adam kendine rusya için tatil planı yapmış. Sen oraya sütun bacaklı cıbırları görmeye git kızın burada dertten kederden can versin. Soxam bele işe. 15 yaşındaki kardeşim turistik amaçlı cehenneme bile gitti o kadar ki görmediği yer kalmadı benim en fazla gördüğüm yer evin mutfağı. Gerçekten artık takatim kalmadı. Şunları bir ikna edebilsem varya hemen tek yön bir uçak bileti bir daha asla dönmemek üzere. Allaaah! Dünya varmış. Gelsin özgürlük, gitsin faşist anamlan darbeci babam. Allahım ne olur sen şunlara izin verdirttir tövbee valla bidaha doğmamış bebelerimin rızkını makyaj malzemelerine vermiycem. Nolur ya rabbb!
25 Ekim 2016 Salı
Ne zaman?
Allahım ne zaman sevgilim olacak ve kafasına kese kağıdı geçirip gezecek? Ne zaman kimliğine fotoğrafımızı koyacak? Ne zaman kafayı benimle sıyıracak? Ne zaman aşkitoma bakan kızlara "önüne bak kız yelloz yolarım seni!" diyeceğim. Ne zaman yüce yaradanım ne zaman??? Yani ben öyle sürekli iltifat eden, bir dediğimi iki etmeyen, pamuk gibi bir manita istemiyorum ki odun olsun ama benim için yansın. Heyt yavrum be! Benden de iyi siyasetçi olurmuşta götüm sıkıya gelmiyor. Neyse ben ne anlatıyordum. Heh işte ne zaman diyorum manitam olacak? Benim? Benimle kahveyede gider kokteylede. Benimle altılıda oynar golfte. Biliyorsunuz ki bukalemun gibi her kılığa girerim. Bir gün müslüm dinler jileti vururuz bir gün mozart dinler elitizmin doruklarını yaşarız. Beraber çiğ köfte midye falan gömeriz. Kendimi açık arttırmaya mı çıkarsam lan maşallahım var. Açık arttırmayı bir buçuk adana, 15 midye, yarım kilo çiğ köfteyle açıyorum. Var mı arttıran? Şimdi açık arttırma neden yemekle açıldı diyeceksiniz. Bende kalbe, akla her here giden yol mideden geçer. Napıyım bende böyle tatlı bir tosunum. Iy ben bu erkekleri hiç anlamıyorum vallahi. Yakışıklı çocukların sevgililerine bakıyorum. Kız 40 kilo, tırnaklar takma, kirpikler takma, bazılarında estetik bile var, bacağının çarpıklığından daha düz yolda yürüyemiyor, ağzını gere gere "yaağ aşkaamm yaa orasıı çok varooş hof ne işımız var yaağ" diyor. Getirin benim lahmacun küreğimi! Abi siz cidden mutlu musunuz lan bu idyotlarla tövbeler olsun. Böyle kızlar allah korusun kesfedilse profesörler hemen beyin naklini gerçekleştirmeye çalışır. Tüğlerim diken diken oldu. Erkekler salak arkadaş kıymetimiz bilinmiyor. Taş gibi hatunum yalnızlıktan gittim en yakın arkadaşımla kendime düğün davetiyesi hazırladım. Bir gün kıymetimiz anlaşılacak lakin geç olacak. Kaybettiğiniz tosunları arayacaksınız...
Süzükler derneği genel başkanı
Lise üçteyken aynı sınıfta olduğum bir çocuk vardı. Yanıma yapışır sürekli kopya isterdi bende uyuzluğuna vermezdim. İkide birde instagramdan takip edip takibi geri çekerdi ama ciddi anlamda bu işlemi 20-30 kere tekrarladı ruh hastası. Neyse işte üniversite başladı şansa bak aynı okuldayız ve daha 1 hafta önce takip edip takibini çekti buda benim bi arkadaşımın eski sevgilisi arkadaşım bunu görünce yanına çağırdı selamlaştılar sonra bana bakıp demesin mi "Aa görüşmeyeli çok oldu ya ne kadar değişmişsin" ulan süzük daha geçen hafta takip ettin ya nasıl bi manyaksın sen. Ben şok geçirdim ama bozmadım "Evet ya ama sen hiç değişmemişsin" dedim. Sanırım biraz bozdum. Olsun o kadar allahın kırmançisi yüzünden kendi zihnimle mevzu yaptım. Dangalak lan. Çocuğu okulda görüyorum görmemezlikten geliyorum hemen zaten ruh hastasıyım buda gelmiş üstüne ayarlarımla oynuyo. Benim arkadaşımda bunla nasıl çıktıysa. İnsan azıcık seçici olur amk. Çıkma teklifi ettiğinde çocuğun nefes alışverişini mi kontrol ettin nedir bu yani? Kalpler değilde beyinler bir olduysa demek...
Anne sevgisi
Şu okul başladığından beri annemin tripleri ömrümden 10 sene çaldı. İyi ki bir okula bırakıyon he. Yok efendim bu hizmetçimiymiş yok efendim trafik varmış yok efendim bıkmış benden. Yani evet belki son cümlede haklılık payı olabilir bende kendimden bıktım. Ama yani bunu dillendirmenin ne anlamı var dimi? Geçen dedim ki vicdan azabı çeksin azcık bağırdım evde "niye doğurdun o zaman keşke doğurmasaydın" diye. Normal bir anne der ki "yok yavrucum olur mu öyle şey seni çok seviyorum" Elbetteki benim annem normal bir anne olmadığı için "keşke doğurmasaydım zaten gerizekalı başıma bela oldun" dedi amk. Deli karı aynı ben. Beni seviyor yoksa şey olduğundan değil.
24 Ekim 2016 Pazartesi
Ne ben ayıyım ne de sen armut...
Erkek milletinin kökü ruh hastası yeminlen. Valla bak. Karşıma çıkanlara bakıyorum aynı, arkadaşlarımınkilere bakıyorum aynı, ulan babam bile aynı. Hep bir odunluk, hep bir bencillik, hep bir her şeyi ben bilirimcilik... Yine noldu da erkeklere sallıyosun aq kekosu diyosunuz, evet duydum. Neden biliyo musunuz? Bende bilmiyorum, sevmiyorum erkekleri. Yaşasın erkeksiz yaşam sahası! Hayır kardeşim ben hayatımda dürüst, akıllı, sakin, kibar ama aynı zamanda maço ve sahiplenici bi erkek görmedim. Ya pamuklar kadar yumşak ya da odunun vücut bulmuş hali. Yok mudur arası gardaş? Hele ben zaten tam bir davar severim. Nerde beni üzen, bana kötü davranan, dingil ve çirkin varsa arar bulurum. Allah çirkin şansı versin işte çok güzel olduğum için böyle yoksa benimde hayallerimdeki gibi tatlişko bir sevdiceğim olurdu. Ama napalım armudun iyisinide ayılar yiyor. Amk ayı olaydım da armut yiyeydim. Gerçi ben ayı olmayı kabul etsem şansıma armut çürük çıkar sonra ben üzüntüden kendimi sonsuz bir kış uykusuna vururum. Bizimki de böyle bir şans işte...
Yes diğer her şey, No aşk!
Yine bu sabahta her sabah olduğu gibi kendimi okula zor attım. Eyelinerımı düzgün çekemediğim için geç kaldım... Derse girdim hoca bakıp bakıp gülüyo diyorum heralde tipime gülüyo bi yandan da açıkta bişey mi var diye kontrol çekiyorum. Kadın başladı milletin içinde yok efendim sen aşık olmuşsun da sen birine abayı yakmışsında. Ne aşkı ne abası hocam yani bi tövbe de allasen. Yüce rab yazdıysa hemencik karalasın sayfayı yırtıp atsın, amin. Dingil arkadaşımda triplere giriyo sen ve aşk mı hığahığahığa. Al ağzının üstüne lahmacun küreğiyle vur. Allahın kepazesi. Hayır olamaz mıyım hem olsam nolur sana mı soracak benim ponçik kalbim. Hayır yani yüzüme bakıp gülüyorlar. Arkadaşıma diyorum neden diye gelmiş "uzaklara dalıyosun, düşüncelisin, gülümsüyosun" sen sanırsın Cemal Süreyya. Ulan ben hep kendi kendime triplerdeyim. O uzaklara daldığım vakitler ya saçımı makyajımı düşünüyorumdur, ya ne yiyceğimi, ya da uyuz olduğum yolluların gıybetini yapıyorumdur kendi kendime. Bu düşünce beni biraz gerdi. Mutfağa gidip bir şeyler gömerek kendime gelmeliyim.
26 Eylül 2016 Pazartesi
Hayaller vs Hayatlar
Geçenlerde instagramdan bir çocuk ekledi baktım biosunda bizim okul var bende kabul ettim, dm attı yok işte "sen kayıttaki kız mısın? seni çok aradım itiraf sayfasına yazacaktım." falan. Beni tarif ediyor baya "eee oydum noldu" dedim tribe girdi bu. Bir yardırıyor bana "siz kızlar hayallerinizdeki erkeği beklediğiniz için yalnızsınız, sana duygularımı açıyorum cevap verme tenezzülünde bulunmuyorsun..." bilmem ne. Canım kardeşim iyisin hoşsun ama bir o kadar da boşsun. Seni tanımam etmem görmüşsün, beğenmişsin eyvallah ama çabana sağlık ne diyeyim "gel evlenek" mi diyim? "Ay ben seni görmedim ama olsun sen böyle deyince etkilendim" mi diyim? Ne beklerdin. Tabi ki hayallerimdeki erkeği bekliycem napcam nefes önemli mi diycem? İnsanlar cidden tuhaf. Ayrıca ben öyle yok ben seni gördüm beğendim yok ne tatlısın laflarına gelemiyorum kendini öyle film triplerine sokma. Issız adam mı çekiyoz burada? Çok beğendiysen tutarsın kolumdan derdini söylersin. Erkek dediğin sert olur o ne öyle sünepe gibi cevap verme tenezzülünde bulunmuyorsun falan. Benim hayalimdeki erkek ona cevap vermeyince telefonu bana montalar. Bide dip not esmer seviyorum. :)
24 Eylül 2016 Cumartesi
Vardiyalı Prenses
Bu kızlar nasıl babalarının evinde prenses gibi yaşıyor? Ben babamın evinde asgari ücretle çalışan vardiyalı işçi gibiyim. Yemek var, yatak var, harçlık var fakat gece gündüz bitmeyen tükenmeyen ev işleri de var. Hayır ben bu evdeki yerimi bir anlayamadım arkadaş.. Adam resmen çok amaçlı çocuk yapmış. Geçen gün tornavidayla masa söktüm. Böyle prenseslik mi olur lan? Mahmut abi olarak doğacakmışım da son anda direkten dönmüşüm gibi. Hiç hoş değil gerçekten. Kızlar baba evinde mutfağa girmiyor. Ben mutfağa girmeyecem? Annem mutfağın kapısını bana montalar valla. 7/24 yılmadan elimde domestos geziyorum ruh hastası gibi. Allahım bu benim hayatın prenseslik kısmı pek olmamış gibi ama yinede sen bilirsin...
13 Eylül 2016 Salı
Başlamadan biten şarkıcılık kariyerim
En büyük hayallerimden biri şarkıcı olmaktı. Daha küçükken aynanın karşısına geçip Kayahan şarkıları söylermişim sonrada duygulanıp ağlarmışım. O kadar çok şarkı bilirdim ki hala da öyleyim. Kendi kendime şarkı sözleri bile yazardım. Mesela bazen evde tek kalıyorum Allaah hemen yardırıyorum. Bir de onları ses kaydına alıyorum sen sanırsın stüdyodayım amk. Bir keresinde arkadaşımın telefonu bozulmuştu bende eski telefonumu vermiştim bi baktım şarkı dinletiyo falan bende sandım ki instagramda kızlar söylüyor ya onları dinletiyo kendi sesimi tanımadım bi de çemkiriyom kıza. Ağzına ettiğimin yollusu beni dinletiyomuş millete rezil kepaze oldum. Nasılda içliyim sen sanırsın Sezen Aksu. Hala utanıyorum ya. Eski okulumda sürekli sınıfımda ufak çaplı konserler verirdim ve bir gün hocam gazladı şenliklerde okulda söyle dedi. Günlerce çalıştım her şey müko ulan sahneye bi çıktım o kadar kalabalığı görünce gözüne araba farı tutulmuş tavşan gibi oldum. Tutuldum söyleyemedim şarkıyı. O gün bugündür kimsenin yanında ağzımı açmam. Ne gerek var dimi böyle atraksiyonlara? Bırak şarkıyı şarkıcılar söylesin sen sus.
"Aptal Olgunluk"
Hayatım boyunca hep birileri tarafından kırılmış, yıpratılmış insanlarla karşılaştım. Nedense hiçbir zaman birilerini kıran, yıpratan ya da yarı yolda bırakan taraf olmadım. Sürekli birilerinin yaralarını tedavi etmeye, derdine çare bulmaya çalıştım. İşin özü başkalarının kırdıklarını ben tamir etmeye çalıştım. Belki başarılı oldum, belki de olamadım bilmiyorum. Belki de bende en çok bu yüzden yıprandım. Belki de insanların kırılan yanlarını tamir etmeye çalışmam hep çok fazla kırılmamdandı. Bunu da bilmiyorum. Tüm bunları yaşarken fazla hissizleştim. Artık hiçbir şeye şaşıramaz hale geldim, insanların yaptığı yanlışların hiçbiri beni şaşırtmamaya başladı. Eskiden aylarca belki yıllarca ağlayacağım şeylere artık yalnızca bir gün üzülmeye başladım. Her şeyin sonunda kendimle ilgili iki şık çıktı karşıma;
1. Fazla aptalsın.
1. Fazla aptalsın.
2. Olgunlaşmaya başladın.
Olgunlaşmaya başlamaktan kastım artık hayata ve insanlara dair o kadar çok şey görmeye başlıyorsunuz ki hiçbir şey sizi şaşırtmıyor ve tüm acılara karşı dirençli hale geliyorsunuz. Aptallıktan kastımsa insanlara körü körüne değer veriyorsunuz yani kim neyi ne kadar hak etmiş umursamıyorsunuz siz sadece değer verip seviyorsunuz ama tüm bunların sonunda üzülen taraf oluyorsunuz. Bu iki şıkta değiştirebileceğimiz şeyler değil çünkü bunlar karakterimizin yada zamanla hayatımızın bize kattığı şeyler. Ben ikisini de fazlaca yansıttığımı düşünüyorum yani benimkisi aptal bi olgunluk; insanlara körü körüne değer verip onların beni ne kadar sevdiğini umursamadan sevip sonunda yaptıkları yanlışa şaşırmadan önüme bakmak. Saçma,komik, fazlasıyla yazık bir son değil mi?
11 Eylül 2016 Pazar
Hayaller çatlak ruhumuzun aynasıdır
Hayatım boyunca hep çok fazla hayalperest biri oldum hatta şuan aklıma geliyor ve kahkaha atıyorum ya :D
Immm mesela en büyük hayallerimden biri manken/model olmaktı. Dediğim gibi hayaldi yani öyle de kaldı. Şimdi mantıklı olarak 165 boyla manken olmak imkansız olsan olsan kornişon turşu olursun. Belki dedim bir umut model olabilirim ellerim ve yüzüm güzel... O da çok uzun sürmedi zaten. Neden? İçinde bulunduğum toplum şartları "kır kıçını otur" diyor. Öyle de yaptık vesselam. Vesselam ne güzel kelime değil mi? Hep kullanmak istemişimdir. Neyse konu bu değil. Konu benim zalım kaderim. Hep kapatırdım gözümü kameralara verdiğim seksi pozları hayal ederdim. Zamanında kalbimi kıran hadsizlere "öf çekil be şuradan varoş senin yüzünden işime konsantre olamıyorum" falan diye caka satışlarımı hayal ederdim. Ay aman ettikte ne oldu. Hayallerimizde hayal oldu. Olsun len hayali bile güzel. Belki benim hayallerim gerçek olmayacak ama olur da bir gün benim kadar çatlak ruh hastası bir yavrum olur ve bu hayalleri kurarsa onunkileri gerçekleştirmek için elimden geleni yaparım. Napalım bizde böyle ponçik ve vefakar bir anayız...
7 Eylül 2016 Çarşamba
Anlayabiliyom ama konuşamıyom..
Bundan bir hafta önce güzel okulumun yaptığı hazırlık sınavına girdim. Dedim yani ne kadar zor olabilir? Allah inandırsın bir cümle anlıyosam on cümleyi bilmiyorum. Şıklıları Allah ne verdiyse salladım dedim mutlaka tutar bunlar. Geldi writing kısmı nasıl yazıyorum nasıl yazıyorum beni bir görün siz sanırsınız cambridge den buraya doçent tayin olmuşum. Sınav bitti abi. Heycanla bekliyorum. Bide millet "sınav nasıldı?" diye soruyor diyorum "müthişti ben bunu kesin geçerim. Belki hazırlık bile okumam." Özgüvene bak sen senin neyine neyine... Sınav sonuçları bir açıklandı sizi hazırlığa yerleştirdik diye. Ama hiç öyle olmamış bildiğiniz bütün hazırlığı bana yerleştirmişler. Resmen zahmet edip adımı yazdım diye not vermişler. Babam aradı "kızım sonuçlar nasıl?" diye. Dedim "baba bizde ingilizlik var mı? yani bu başarımın başka açıklaması olamaz." Yüce rabbim beni bu dünyaya Türk olarak göndermiş kalkıp ingilizceyi anadil gibi öğrenmek Türkçü kişiliğime hakaret olur. O yüzden yani bilmediğimden değil yanlış anlamayın.
21 Ağustos 2016 Pazar
Sözde "dost"
En yakınım dediğimiz insanların anlamam nedendir bu kadar
kötülüğümüzü istemesi… Ya biz bu dünyaya melek geldik ya da burası şeytanlar
sofrası. Güvenip bir şeyini anlatıyorsun akıl istiyorsun insan yerine koyarak.
Diyorsun bu benim dostum, kardeşim kötülüğümü asla istemez. Zamanla fark
ediyorsun ama yine de konduramıyorsun abi sonra her şey apaçık ortaya çıkıyor.
Meğer senin kardeşim dediğin yollunaz sinsi pisliğin tekiymiş. Hiçbir zaman
senin iyiliğini istememiş, seni hep kötüye yönlendirmiş. Yinede onu suçlayamayız
çünkü mallığın topu bizde ki böyle cibilliyetsiz haspamları dost diyerek
bağrımıza basmışız. Bence gerçek dostluk aile ve aşktan çok farklı bir boyut.
Ailen seni büyütür belli bir noktaya gelmene yardımcı olur. Aşk hayatının belli
bir bölümünde rastladığındır. Fakat dostluk baştan sona hayatının her anında
yanında olur. Bu yüzden de en çok
dostunun yaptığı yanlışlar dokunur. O yüzden Allah kimseyi yanlış dostla sınamasın.
14 Ağustos 2016 Pazar
Ticaret atılımı; başarısız...
Abi şu sayfalarda bir şeyler satanlar var ya kuzenimle nasıl özendiysek dedik bizde yapalım neyimiz eksik kanki. Ticari zeka eksikmiş onu sonra fark ettik. Neyse bir hevesle gittik sayfa açtık, bir sürü ürün koyduk, milleti takip ettik, paylaştık derkeen sonra bir baktık bu iş olmayacak. Neden mi? Bende bir kuzen var düşman başına tam bir kepaze. Ben zaten harbi esnaf gibiyim pazarda olur ya hani "abeeeyy biyron biyrooon" "aplaam sütyenler kilotlar bi milyon" gibi... Yani konu alışveriş vs olunca içime çingene kaçıyor. Elimde değil, kodum bozuk. Ay millete nasıl anlatıyoruz bizden nasıl umutlular bir görün. Anlatıyoruz falan işte şöyle yapacağız böyle yapacağız bir an için inandık. Boşuna dememiş atalarımız "umut fakirin ekmeğidir" diye. Sonuç olarak bir bok olmadı. Ticarete de atılmaya çalışmamız böylece son buldu. Amk.
Her gencin kabusu; yünüvörsiti!
Malumunuz üniversiteye başlayacağım. Ya şu tercih döneminde o kadar tribe girdim ki. Sanki tüm dünyada bu sınava bir tek ben giriyormuşum ve asla bir bok olamayacakmışım gibi. Ha böyle düşündün de çalıştın mı derseniz yok valla hiç çalışmadım. Yani ben zaten böyle biriyim gerekli azabı çekerim ama asla gerekeni yapmam. Neyse o yerleştirme sınavları bana sağlam yerleştirdikten sonra bir de aile içi şiddetler başladı. Çünkü anladılar neler olacağını. Abi sonuçların açıklanacağı gün afedersiniz annem götünü yırtıyo nasıl heyecanlı... Güya ben hukuk kazanacağım onu bekliyor. Kazandım tabiii. Üçün birini kazandım. Bana bir bakışı var sen sanırsın anasını yaptım yani. "Allah belanı versin" dercesinee. Neyse ki hocalar falan konuştu da durumu kabullendi. Ulan beni paralayacak. Canımı zor kurtardım. Zaten annemin o dönüşüm evrelerini anlatamam size karı terminatör gibi. Babamın hayaller yıkıntıda tabi bu seferde dedi git bari öğretmen ol. Dedim what babey? Ne diyon sen? Düşünsenize abi beni. İkinci gün görevden alırlar. Çocuklara nasıl illegal yaşanır onu mu öğretecem yani? Neyse bulduk kafamıza göre jilet bi meslek rahatladım. Bu sefer de tercih sorunu başladı. Kıytırık bi üniversiteye gitsem bütün havam yerle bir olacak ben nasıl gidebilirim klasıma uymaz. Piremses ruhumdan nasıl ödün veririm siz söyleyin? Neyse barii Allahın sevgili kuluymuşumda yine dört ayağımın üzerine düştüm yapıştırdım bioma etiketi. Ay yani şimdi beni neler bekliyor bilemiyorum da. İnsan sevindirik oluyor yanii.
7 Ağustos 2016 Pazar
Godo mu Pezo mu?
Her insanın hayatında gururunu hiçe saydıran, defalarca üzen, arkasına bakmadan çekip giden pezevenkler vardır. Önemli olan kazasız belasız atlatabilmek. Biliyorum ciğerinizin sapı yandı. Vücudunuz kan yerine dert pompaladı. Aşktan katarakt oldunuz etraftaki cıbırları göremediniz. Sürekli suçu kendinizde aradınız o iki gıdım beyninizi de kendinizi böyle yiyip bitirirken harcadınız. Yazıııık. Peki onlar naptı? Arabada beş evde on beş. Hayat böyle acımasız işte güllüler. Daha dün götünüzde gezen herif bugün yabancı olabilir. Hayır olsun olmasına da kendini cins cins triplere sokmasın. Efendime söyleyeyim o sanayici mahmut abi tipiyle bir takım bad boy girişimleri, kerhanedeki karı satan pezevenk giyimleri, ağız eğmeler, sanki ezelden beri o orospular can dostuymuşçasına benimsemesi, godoş gibi günde elli tane mekan değiştirmesi... Mesela bunlar aklıma geldi ben soğudum kanka. Özürlü gibi sürekli aşk şarkıları dinler elinizi tuttuğu, sizi öptüğü günü düşünürseniz bok unutursunuz. Acı ama gerçek. Önünüze bakın. Mal mal intikam girişimlerinde de bulunmayın unutmayın ki intikam almayı istemeniz bile onu hala sevdiğinizi gösterir. İşte bu yüzden "sen kimsin de ben seni sevcem ya dallama" imajınızı hiç bozmayacaksınız.
31 Temmuz 2016 Pazar
Torbacı Polyanna
Artık etrafımdaki insanların iyi niyetimi kaçıncı suistimal edişi bilemiyorum. Hayatına giriyorlar canın cicin oluyorlar kendilerine değer verdiriyorlar sonra da hiçbir şey olmamış gibi çekip gidiyorlar sende mal gibi kalıyorsun. Sonra da karamsar, kinci, uyuz pisliğin teki oluyosun. Her önüne gelen sana akıl hocalığı yapıyor. Yok efendim "iyi düşün iyi olsun" "karamsar olma" "pozitif ol neden üzülüyorsun ki"... Ulan benim içimdeki polyanna torbacı olmuş bileklerini jiletliyo ne diyosunuz siz anam bacım? Ne iyi niyeti? Ne zaman karşıma özü sözü bir, iyi, satmayacak insanlar çıkacak bilemiyorum. Biraz da imkansız bakıyorum doğrusu. Çünkü hayatımda kendimi hiç bir zaman değerli hissetmedim. Şimdi bana felsefe yapmayın yok "bir gün biri çıkacak beklediğine değecek her şeyi unutturacak" bilmem ne. Annemin bi sözü vardır "oynaş bana bugün lazım yarın kocamda gelir" aynen öyle valla napayım ben bir gün gelecek herifi, arkadaşı her ne boksa işte. İki gıdım hevesim vardı hayata dair oda kursağımda kaldı. Ruhum geldi 65 yaşına. Bir ayağı çukurda. Böyle mutsuz ölücem. Gidiyimde kedi neyin alıyım bari...
30 Haziran 2016 Perşembe
Falcı faciası
Şu ahir ömrümde sayısız falcıya gittim. Sor bana nerede ne var kendi evim gibi tarif ederim. Çeşit çeşit falcıyla karşılaştım. Neredeyse her türlü falı baktırdım kah çıktı kah yalan oldu derken en son bir falcıya gittim. Daha doğrusu rast geldim falcı olduğunu duyunca medine sümüğü gibi yapıştım karıya. Her neyse içtik kahveleri fallar kapandı. Yüzüme uzun uzun baktı ve "senin üzerinde çok belalar var" dedi. "Nasıl yani ablacım" dedim. Sen sanırsın mafya anasıyım. "Sana ölü bir genç aşık olmuş esmer uzun boylu" dedi. Kız bende nasıl ciddiyim nasıl dinliyorum. Bana de ki mal dirilerden hayır görmedin şimdide gözünü ölüye mi diktin. Bide bana ölmüş adamın çetelesini çıkarmaz mı? Yok efendim esmer uzun boyluymuş utanmasa diyecek sixpack adonis falan. Tövbe tövbeee... Neyse "eee abla" dedim. "Sen bunu görürsen aşık olursun sonrada delirirsin sana o yüzden gözükmüyor bu" dedi. Abla asıl sana fal baktırdığım için deliymişim anasını satıyım bu nasıl bir hayal gücüdür lan? Nasıl bir zekadır bu? Ruh hastası karı. Diyorum ki abla kısmet var mı kısmet bana hala diyor sana aşık olmuş. Ulan normal şartlar altında bana bir insan aşık olmuyor ölü adam mı olacak? Dese ki ölen adam sana kıl olmuş takmış kafayı boğazlayacak seni ben buna inanırım. Sevenimden çok sevmeyenim var ölü diri fark etmiyor. Kalktım masadan hem boşu boşuna günaha girmenin hem para vermenin hem de sinir sistemimin bozulmasıyla kalp krizi geçirmemeye dikkat ederek evin yolunu tuttum. İnanır mısın nabzım bir gidip geldi vallahi. Siz siz olun falcıyım diyen her yolluya fal baktırmayın anam bacım.
29 Haziran 2016 Çarşamba
Ah benim makus talihim!
Bu hayat bana tam olarak ne zaman gülecek merak ediyorum doğrusu. Ey güzel rabbim neden ben? Neden bir başkası değilde ben? Yahu bir insanın tipi güzel olmaz, şansı güzel olur. Arkadaşı olmaz, sevgilisi olur. Zeki olmaz, çok zengin olur. Ama bende hiçbiri yok ki... Ne güzel bir kızım, ne zekiyim, ne popülerim, ne sevgilim var ne de harika dostluklarım. Öf zaten çok zenginde değilim. Böyle hayatın gözü kör olsun desem olmasın kız yine kör topal gidiyoruz işte. Ne zaman birine dert yansam başlıyor lafları arka arkaya sıralamaya "şükreeettt, rabbine şükreett" "Allah büyüüük" "sen şirk mi koşuyorsun yoksa tövbe de ha tövbe de" ulan ne alakası var şirkle şükürle. Oturmuşuz kendi çapımızda dert yanıyoruz, ben sana "ıyykk lanet gelsin böyle hayata" mı dedim? Ne diyorsun ablam sen? İşte onlarda akıllarınca bize iman yüklemesi yapıp sevap pointslerini artıya çıkartacak. Napıcan işte koyun can derdinde kasap et. Hal böyleyken bu müko kaderle daha nereye kadar yaşayabilirim inanır mısınız bende bilmiyorum. Anacım bide şansım açılsın diye yemediğim bok kalmadı. Kendimi mi okutturmadım, kolyeler bileklikler mi almadım, falcılara mı gitmedim, namazlar kılıp dualar mı etmedim. Ben daha doğmadan şansıma müebbet vermişler gibi... Bu da makus talihimin bana gösterip elletmeme şekli. Saygı duyarım...
Kaşarlık dünya markası olsa en çok sana yatırım yapardık!
Ben her zaman çok saf biri oldum. Yüzüme gülen herkese "canım" dedim bağrıma bastım ama hiçbiri hiçbir zaman bunu hak etmedi. Yine bir kazık yedim ve soluğu burada aldım. Bir arkadaşım vardı demek istemiyorum bir yollu vardı. Evime soktum, aileme soktum, soframa oturttum, her şeyimi paylaştım. Sürekli nefret ettiğim şeyleri yaptı ama ben sabır taşıyım ya hani arkadaşımdır dedim göz yumdum ama her şey bir yere kadar ulan! Sen kimsin de benim yüzüme gülüp arkamdan iş çeviriyorsun yellozzz! Yolarım seni! Tutmayın lan beniiii! Tamam sakinim. Evet iyiyim. Artık kazık izlerinden sırtımız gözükmüyor resmen. Biliyorum sizde bin kat kötülerini yaşadınız. Belki tüm bunları yaşarken sinirden ağladınız belki de gidip saçını başını yoldunuz. Bu işler böyle işte en sonunda "acıma yetime" olayına dönüyor. Sonra sanıyorsunuz ki herkes bunlar gibi. Kimseye güveniniz kalmıyor. Olsundu, bizi öldürmeyen kazıklar güçlendirir. Biz her zaman iyi insanlar olarak kalacağız ama onlar kenafir gözleriyle kendi kendilerini yiyip bitirecek en sonunda.
28 Haziran 2016 Salı
İzmir'in dağlarında çiçek değil dert açıyor!
Yakın bir arkadaşım var kız İzmir diye ölüyor resmen. Tabi ölmesinin sebeplerinden biride sevdiği bey. Çocuk orada yaşıyor bir de yakın arkadaşı oturuyor orada. Neyse bizim ki annesine yalvarıyor gitmek için. Annesi de bir şirret ki tanımamanızı şiddetle tavsiye ederim. Herhalde kadının iyi yanına denk geliyor ki tamam git diyor. Bizim ki bir heyecanlı "kanka ne giycem" "kanka napcam" "kanka çok mutluyum"... Beynimizi yedi anlayacağınız. Biz bunu el birliğiyle hazırladık yaban ellere yolladık. Bu gayet mutlu tabi çocukla buluşuyorlar, fingirdiyorlar, geziyorlar... Derkeeen olaylar patlıyor. Bir gün bunlar dışarı çıkıyor kız üşüyor çocukta çıkarıp hırkasını veriyor bizimki de biraz tombik yani şey balık etli. Hırkayı giyerken ödü kopuyor ya olmazsa rezil olurum diye. Neyse ki kendini sığdırıyor. Sonra çocuğun acil işi çıkıyor hırkasını almayı unutuyor. Bizimki de sevgilisinin hırkasını üzerine giymiş nostalji yapacak ya kepaze fotoğraf çekiliyor. Çocuğun bunu görmesiyle kızın arkadaşına mesaj atması bir oluyor "hırkamı al katla poşete koy, sakın unutma" diye bir de bununla da yetinmiyor bizimkine yazıyor "o hırkanın iplerini nasıl çekersin, kollarını nasıl kıvırırsın çabuk çıkart onu ver sakın unutma" diye tabi bizim ki şok. Ulan hint fakiri parası neyse verelimde o boktan çeneni sen bir kapat. Bu nasıl bir rezilliktir. Aklıma geldikçe hem gülüyorum hem sinirleniyorum. Neyse kız tüm bu olanları sineye çekip ertesi gün buluşmaya çağırıyor "ben gelemem işim çıktı" diyor. Bizimki de başlıyor ağlamaya. Çocuk bunu terk ediyor bizimkide tabiri caizse göt gibi ortada kalıyor. Zırlayarak buraya geliyor. Bu olanları bize anlattığında ufak çaplı bir kınama, küçümseme, hor görme, aşağılama operasyonu düzenliyoruz lakin yine bağrımıza basıyoruz. Siz olsanız daha yüzüne bakmazdınız dimi? Bizim keko hala "kanka dönecek dimi ya, ben biliyom zaten o beni seviyodu" diyo. Zor... Gerçekten çok zor...
27 Haziran 2016 Pazartesi
Kaybettiğin kıza dön bir bak istedim!
11 yaşında falan bir çocuğa aşık olmuştum. Arka sitemizde oturuyordu. Bu benden 3 yaş büyüktü. Basketçiydi ve çok havalıydı. Evde Allah ne verdiyse süslenir kendimi sitelerine zor atardım. Süslenmek dememe bakmayın kezbanın sözlük anlamıydım desem yeridir. Şanslıydım ki arkadaşımda aynı sitedeydi. Camdan bağırır bağırır saklanırdım, bakışlarımla çocuğun ırzına geçerdim, fotoğraflarımızı birleştirir duvar kağıdı yapardım ve daha neler neler. 2 sene boyunca bu böyle devam etti. 13 yaşındayken kuzenim tatilde bize geldi. Onun zaten tahtalar eksik. Beni bir gaza getirdi git söyle o çocukta sana bakıyor diye bende gariban inandım. Her zaman ki kezbanlığımla bir süslendim sen sanırsın istemeye gelecekler. Tam çocuk basket sahasındaydı. Cesarette edemedim tam geri dönerken yollu kuzenim çocuğa bağırdı. Çocuk önce bir ne alaka falan oldu. sonra geldi kafayı bir çevirdim kuzenim toz olmuş. Kaldım mal gibi. Çocuk zaten öküzün önde gideniymiş ben ömrümde böyle bir kabalık görmedim hala sinirleniyorum tamam çirkin olabilirim, kezban olabilirim ama ben ister miydim öyle olmak? Sen niye küçümsüyorsun ki beni. "Ne söyleyeceksen söyle!" dedi. Kal geldi bana ama artık çok geçti ne diyecektim ki. "Şeyy ııııı ben senden hoşlanıyorum da" dedim hay dilimi eşek arıları soksaydı. Şöyle bir süzdü beni omzunu silkti ağzını gere gere "napıyııımm" dedi. Yıkıldım lan resmen. Ebeninkini yap salak herif. Seni gönlümüzün baş köşesine koymuşuz öyle mi söylerler. Hiçbir şey söyleyemeden arkamı dönüp gittim ama kalbim çok kırılmıştı. Sonra zaten arkamdan hep dalga geçmiş pis herif. Yıllar geçti taşındık, 18 yaşına geldim bir gün bir baktım takip isteği bide takibini fark etmeden kaç gün bekletmişim düşünün yani. Neyse kabul ettim ben de onu takip ettim. Ertesi gün başka bir yerden eklemiş. Aklınca varlığını hissettirecek. Sen şu saatten sonra varlığını hissettirsen ne olur yamuk şey. Zaten 3 çocuk babası esnaflar gibi olmuşsun. Tamam kabul içimde minnak kıpırtılar oldu olmadı değil ama sen benim ponçik yüreğimi paramparça ettin. Şimdi dön ve kaybettiğin kıza bir bak yürüyen felaket seni.
İlk Yazı İlk Aşk
Şimdi size ilk aşkımdan bahsetmek isterdim fakat ve lakin ilk aşkımı bende hatırlamıyorum. O kadar şıpsevdiyim ki her gördüğüme aşık olup çeşit çeşit hayaller kuruyorum aklınıza ne gelirse... Annem hep şey der "kalp kalp değil bakkal dükkanı mübarek giren çıkan belli değil" ama yani ben napıyım şimdi dünyadaki güzel genler benim suçum mu doğuranlar utansın anacım. Bakın şimdi noluyor biliyor musunuz? Bir yere gidiyorsun ufuktan bir gök taşı yaklaşıyor öküz gibi bakınca doğal olarak gözgöze geliyorsun içinden "maşşşaallaahhh" çekiyorsun ama kamyoncu kişiliğini belli etmeyip nazikçe kafanı çeviriyorsun. Sonrasında o da sana bakıyor içinden "nihahahahhahaha" diye hunharca gülüp dışından "üff salak şey ya" bakışı atıyorsun. Bir şekilde tanıdık, sosyal medya vs derken muhabbet ilerliyorda ilerliyor. İlk buluşma gerçekleşiyor. Kendi düğününden hallice süslenip gidiyorsun hani kafana bir sim döktürmediğin kalıyor. Mekana gidiyorsun ki çocuk seni bekliyor bir takım sohbetler muhabbetler derken yüce rabbim izdivacınıza yol gösteriyor. Cicim günleri başlıyor bakın ay demiyorum henüz göremedim çünkü... Neyse güzel güzel ilerlerken hesapta olmayan bir takım haspamlar, kezbanlar ortaya çıkıyor aman Allahım diyorsun bu da ne? Ama sevdiğin beye kati suretle belli etmiyorsun prenses ruhunu koruyarak dışardan gülüp içinden "sen şimdi görürsün yelloz karı" seni diyerek stalkın anasını ağlatıyorsun gördüğün manzara karşısında gözlerin kanıyor. Tabi tüm bu süre zarfında sevdiğin bey kuş misali yuvadan uçup gidiyor. Tutamıyorsun... Yanık ciğer kokusu yedi cihanı sarıyor belli etmiyorsun, yıkılmadım ayaktayım imajı veriyorsun...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)